Budapeşte Yemek Turu – Food Tour Budapest
Yemek turlarını çok seviyoruz, Budapeşte yemek turu da çok şey öğrendiğimiz, çok duyurucu bir tur oldu. Yeme içme meraklısı biri olarak seyahatlerimde yerel mutfakları deneyimlemeyi çok seviyorum. Yemek turları, hem bu lezzetleri tatma imkanı sunuyor hem de yerel mutfak hakkında çok şey öğrenmeyi sağlıyor. Bu mutfak bilgisi de yerel yaşam hakkında çok bilgi sağlıyor. Kökenleri Hun devletine dayanan Macaristan’ın (ülkenin İngilizce adı Hungary) yemek kültürünün Türk yemek kültürü ile çok benzerlikler taşıdığını belirteyim.
Budapeşte Yemek Turu
Turumuzun başlangıç noktasında rehberimiz Nora bizleri karşıladı. Turun adı, “Budapest Culinary Walking Tour“. Turun nasıl ilerleyeceği, ne kadar yürüyeceğimiz, ne kadar süreceği gibi bilgileri paylaştı. Kentin tarihinden, Hun köklerinden ve yemek kültüründen bahsetti. Macar yemek kültürü, belki de ortak Hun köklerimiz sebebiyle, bizim yemek kültürümüzle benzerlikler gösteriyor. Bizden önemli bir farkları, sebzeleri işlem görmeden, çiğ tüketme alışkanlıkları (salata olarak) yok, ya pişiriyor ya da turşu yapıyorlar. Aşağıda, tadımlardan bahsederken yemeklerin benzerliklerine ayrıca örnekler vereceğim.
Kısa bir yürüyüş sonrası ilk durağımıza vardık. Eski bir bar, restoran. Macaristan’ın bir komünizm geçmişi var, bu barın ise geçmişi daha eskiye dayanıyor, 100 yıllık. Mekanı kuran, işleten aile komünizm yıllarında mülkiyeti kaybetmişler, mülkiyet kalktığı için. Mekan o düzen içerisinde yönetilirken de geleneksel tariflerinden vazgeçmiş. Komünizm sonrası eski sahipleri mekanı tekrar alarak eski tarifleri de tekrar devreye almışlar. Bizler burada Unicom ve Pálinka adlı iki yerel içecekle başladık, yanlarına üstü açık sandviçler (Macar sandviçleri kanepe şeklinde tek tarafında ekmek ile oluyor) ve Fasirt adında bir köfte tattık. Sandviçlerden biri Zsíros Kenyér, hayvani yağ, soğan ve biberden oluşan tam geleneksel sandviçti. Diğeri ise kremalı mantarlı ızgara yapılmıştı. Ekipçe (6 kişi) masayı sildik süpürdük, çok lezizlerdi.
Budapeşte Büyük Pazar Yeri – Great Market Hall Budapest
Yeme içme kültürünün gözlemlenmesi için pazar yerlerinden daha iyi mekanlar olamaz. Nora da Budapeşte yemek turuna pazar yerini dahil etmiş. Turistik değil, yerel halkın alışveriş ettiği, tren garına benzeyen bir yer. Giriş katında manavlar ve kasaplar var, alt katta balıkçılar yer alıyormuş, balkonlar, teras şeklindeki üst katta ise yemek istasyonları ve restoranlar var. Nora, o kısmın biraz turistik kalitede olduğunu belirtti. Giriş katında gezdirdi bizleri. Hem meşhur Gulyás çorbasının içerdiği sebzeleri manavda bizlere gösterdi (ki bizlere pek yabancı değiller), hem de önemli bir yerel ürün olan kaz ciğerini ve türevlerini. Bölge için kırmızı biberin de çok kıymetli olduğunu belirteyim.
Pazar yerindeki şarküteri dükkanlarından birine bir tepsi hazırlattı Nora. Ayaküstü 9 farklı şarküteri et ürünü tattık. Salam, sucuk tarzı işlenmişlerin yanında kızarmış ürünler de vardı. Ben en çok acılı sucuğu sevdim.
Marketten ayrıldıktan sonra biraz uzunca bir yürüyüş içeren kısmı vardı Budapeşte yemek turunun. Eski kent merkezinden ve eski Yahudi yerleşimlerinden geçtik. Anladığımız kadarıyla burada çokça İsrailli, Yahudi turist oluyor, turlar da bölgelerindeki Yahudi yaşamından bahsetmek istiyorlar. Nora bizlere Yahudi bölgelerini de gösterdi, Budapeşte’nin ünlü harabe barlarından bazılarını da. Harabe barları (ruin bars), Budapeşte gece hayatının önemli öğelerinden. Ciddi şekilde eskimiş, terk edilmiş binalar içerisine, ortamı, dekorasyonu çok bozmadan yapılan barlar gençler tarafından çok beğeniliyor.
Restoran Molası – Food Tour Budapest
Şehir turu sonrası yerel lezzetleri tatmaya devam etmek için bir yerel restorana uğradık. Beyaz ve kırmızı birer kadeh şarapla birlikte Gulyás ve Lángos geldi. Gulaş çorbası, et ve sebzelerin (havuç, kereviz, patates, beyaz havuç, biber, domates, sarımsak, fasulye ve benzeri) uzun süre pişirilmesi ile yapılıyor. Sonuç adeta bir Türk yemeği, damak tadımıza son derece uygun. Sofrada acı biber sosu vardı, sosun adı çak noris (Chuck Norris). Acayip acıdır, dağıtır adamı dediler (ismi gibi). Karımla çorbalarımıza birer çay kaşığı ekleyince rehberimiz Nora bizi izlemeye geçti. Biz çorbaları afiyetle yerken de hayli şaşırdı (abla biz acı hayatların insanlarıyız).
Lángos ile pişi arası farkı anlamış değiliz. Kızarmış hamura lángos diyorlar, üzerine en azından ekşi krema koyarak yiyorlar. Ancak kullanım seçenekleri çok geniş, bizdeki kadar limitli değil. Taban olarak kullanıp pizza gibi üzerini farklı malzemelerle de dolduruyorlar, iki tanesi arasına burger ve diğer malzemeleri doldurarak sandviç de yapıyorlar.
Geleneksel yemeklerinden Lecsó da bizim damak tadımıza çok uygun. Soğan, biber ve domates kavrulup içerisine yumurta kırılıyor. Menemenden farklı olarak sebzeler iri iri doğranıyor. Szatrapacska isimli diğer yerel yemek ise patatesli hamur parçalarının süt, krema ve peynir ile pişirilmesi ile hazırlanmış bir yemek.
Tatlı Son
Bir sonraki durağımız bir tatlı ve dondurma dükkanı oldu. Her sene düzenlene bir tatlı yarışması olmuş, bu yarışmada tamamen yeni tarifler yarışırmış. Kazanan ve tatlısı yarışma sonucu duyurulurmuş. Tarifin ise yarışma sonrası birkaç ay içinde (sanırım 3 ay) ilan edilmesi, kamuya açılması gerekirmiş. Gittiğimiz tatlıcıda hem bir önceki sene yarışmayı kazandıkları tatlıyı hem de geleneksel Macar tatlılarından Mezes Kremes tattık. Biz bir de dondurma tattık, birimiz tatlı birimiz dondurma tercih edince.
Kahve dükkanına yönelirken Nora bizler için bir büfeden birer Kürtöskalács yani makara tatlısı (chimney cake) aldı. Üçüncü jenerasyon kahve dükkanı son durağımız oldu. Burnumuza kadar doymuş durumda Budapeşte yemek turu sonuna vardık.
Yemek turları ve benzeri diğer yemek tecrübelerine dair yazılarımızı bir kategoride topladık, yemek turları, tıklayın.